Aile İçi Şiddet ve Kadına Karşı Şiddetle Önleyici ve Koruyucu Koruma Tedbirleri
Şiddete uğrayan veya şiddet görme tehlikesi altında bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru bireylerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin engellenmesi amacıyla alınacak tedbirler ve bu tedbirlere dair usul ve esasları 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda düzenlenmiştir.
Kanunun amacından anlaşıldığı üzere kadınların bu kanundan kaynaklı tedbirleri başvurması için mutlaka fiziksel, cinsel, duygusal, cinsel, ekonomik, dijital şiddet görmesi, ısrarlı takip mağduru olması gerekmemektedir. Anılan Kanun’un hukuki korumalarından yararlanabilmek için mutlaka doğrudan fiziksel şiddete maruz kalmak şart değildir; şiddet tehlikesi ya da tehdidi altında olmak da kadının can güvenliğinden endişe etmesi, tehdit ve şantaja maruz kalması bu tedbirlerin alınması için yeterlidir.
6284 Sayılı Kanun’dan Hangi Durumlarda Yararlanılabilir?
6284 sayılı Kanun’da şiddet; fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik bakımdan zarar görülmesi veya acı çekilmesi ile neticelenen ya da neticelenmesi muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal ya da özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış olarak tanımlanır. Dolayısıyla, şiddet kavramı sadece tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, hırpalamak, kesici ve vurucu aletlerle yaralamak, sakat bırakmak, işkence ve eziyet etmek gibi fiziksel şiddet şeklinde değerlendirmemek gerekir. 6284 sayılı Kanun’a göre şiddet kapsamında değerlendirilebilecek başlıca davranışlar şunlardır:
- Hakaret etmek, küfür etmek, aşağılamak (psikolojik şiddet)
- Birilerinin yanında küçük düşürmek (psikolojik şiddet)
- Komşularla, arkadaşlarla, akrabalarla görüşülmesine izin vermemek, (psikolojik şiddet)
- Kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak (psikolojik şiddet)
- Kimlerle arkadaş olunduğuna karışmak, (psikolojik şiddet)
- Kıyafetine karışmak, bedenini beğenmeme , başka kadınlarla kıyaslamak (psikolojik şiddet)
- Evli olduğu kişi bile olsa istenmeyen zamanlarda ve biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak, (cinsel şiddet)
- Çocuk doğurmaya da doğurmamaya, kürtaja , enseste , fuhuşa zorlamak (cinsel şiddet)
- Cinsel ilişkiye, tecavüz, cinsel organlarına zarar vermek (cinsel şiddet)
- Telefonla, mektupla, e-maille, sosyal medyada üzerinden cinsel içerikli rahatsız verici davranışlarda bulunma, taciz (cinsel şiddet)
- İhtiyaçlar için yeterli maddi yardımda bulunmamak, (ekonomik şiddet)
- Sürekli nereye kaç lira harcandığını sormak, Kazanılan paraya el koymak (ekonomik şiddet)
- Gelir ve giderler konusunda bilgi vermemek , aileyi ilgilendiren konularda tek başına karar almak (ekonomik şiddet)
- Çalışmasına izin vermemek ya da zorla çalıştırmak (ekonomik şiddet)
- Öldürmekle, yaralamakla, sakat bırakmakla tehdit etmek (tehdit)
- Israrla telefonla aramak, sosyal medyadan iletişim kurmaya çabalamak (ısrarlı takip )
- Takip etmek, gözetlemek (ısrarlı takip)
- Mağdurun iletişim bilgilerini rızası dışında yayarak başkalarının rahatsız etmesine neden olmak ( ısrarlı takip)
Tüm sıralanan ekonomik, psikolojik, cinsel , fiziksel şiddet , ısrarlı takip davranışları Kanun’a göre şiddet kapsamında kabul edilir. Dolayısıyla, söz konusu davranışlara maruz kalınması halinde 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbirlerden yararlanılabilir. Ayrıca, şiddet niteliği itibariyle eviçi şiddet olabileceği gibi kadına yönelik şiddet niteliğinde de olabilir. Ev içi şiddetten bahsetmek için şiddet mağduru ve şiddet uygulayanla aynı evi paylaşmasa da aile veya aynı hanede ya da aile mensubu sayılan kişiler arasında yaşanması gerekmektedir. Bu sebeple mağdurunun yanı sıra, çocuğu, annesi, kız kardeşi veya yakınındaki kişiler de şiddet sebebiyle zarar görüyor olabilir. Kanun, söz konusu kişileri de hukuki koruma altına almıştır.
Kadına yönelik şiddetten bahsetmek için kadının yalnızca kadın oldukları için uygulanan şiddetten bahsetmek gerekir. Şiddet faili, şiddet mağduru ile şiddet uygulayan arasında herhangi bir evlilik bağı olmayacağı gibi, eski eş , eski sevgili, birlikte yaşadığı partner de olabilir. Şiddet mağduru da yasal statüleri ve hangi ülkeden geldikleri önem taşımaksızın yabancı , mülteci, sığınmacı kadınlar da olabilir.
Şiddet mağduru en yakın polis veya jandarma karakoluna başvurmak ya da Adliye binalarında görev yapan Cumhuriyet Savcılıklarına dilekçe ile müracaat ederek şiddet fiillerinin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde şikayetçi olabilir , suç duyurusunda bulunarak faillerin cezalandırılmasını isteyebilir. Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet suçları uzlaştırmaya tabi değildir. Aynı zamanda kasten yaralama suçunun aile bireylerine karşı işlenmesi halinde şikayetten vazgeçmekle ceza düşmeyip kamu davasına dönüşmektedir. Kadına yönelik bazı suçlar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacak olması halinde, şikâyete tabi olanlar için altı aylık şikayet süresi bulunduğunu unutmamak gerekir. 27.06.2022 tarihli Türk Ceza Kanunda yapılan değişiklik ile bazı suçların kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırları yükseltilerek ağırlaştırılmıştır.
Türk Ceza Kanunda Sayılan Suçlar
Israrlı Takip Suçu -MADDE 123/A- (Ek:12/5/2022-7406/8 md.)
(1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
- a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
- b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
- c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi,
hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Hakaret Suçu (TCK md.125)
“Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)46 veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
- a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
- c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.”
Hakaret yalnızca yüze karşı değil; telefon, e – posta, mektup, SMS ve sosyal medya uygulamaları aracılığı ile yazılı yahut görüntülü olarak da işlenebilir bir suç tipidir. Hakaret suçunun basit hali için altı aylık şikâyet süresi öngörülmüştür. Dolayısıyla altı aylık şikâyet süresi zarfında Cumhuriyet Savcılıklarına başvurup suç duyurusunda bulunmak gerekir.
Şantaj Suçu -Madde 107- (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Tehdit Suçu (TCK md.106)
“Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
- a) Silahla,
- b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK md.109)
“Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
- a) Silahla,
- b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- e) Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,42
- f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu (TCK md.116)
“Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Söz konusu suçlar için düzenlenen cezalar her bir somut olayın özellikleri ve koşulları gibi çeşitli faktörlere göre değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla kadına yönelik şiddetin net ve tek bir cezasından bahsedilemez. Ayrıca özellikle vurgulamak gerekir ki bu suçların işlenmesi halinde deneyimli bir ceza hukuku avukatından yardım almak son derece sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
Kasten Öldürme (TCK md.81, 82)
“Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli haller
Madde 82- (1) Kasten öldürme suçunun;
- a) Tasarlayarak,
- b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
- c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
- d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,26
- e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan
- f) (Değişik:12/5/2022-7406/2 md.) Kadına karşı,
- g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
- i) (Ek:29/6/2005 – 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
- j) Kan gütme saikiyle,28
- k) Töre saikiyle,(27)
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”
Kasten Yaralama Suçu TCK md.86)
“Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
(3) Kasten yaralama suçunun;
- a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,32
- b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
- c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- e) Silahla,
- f) (Ek:14/4/2020-7242/11 md.) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.”
Eziyet Suçu (TCK md.96)
“Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022- 7406/5 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
- a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
- b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı,38 İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.””
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.[52]
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu Madde 135– (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.[53]
(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.[54]
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[55]
(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Cinsel Taciz Suçu (TCK md.105)
“Bir kimseyi cinsel amaçlı taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Cinsel Saldırı Suçu TCK md.102)
“Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.”
Cinsel İstismar Suçu TCK md.103)
“Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Reşit olmayanla İlişki Suçu (TCK md.104)
“Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Zorla Genital Muayene Suçu (TCK md.287)
“Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Çocuk Düşürtme Suçu (TCK md.99)
“Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Çocuk Düşürme Suçu (TCK md.100)
“Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
TEDBİR KARARI NELERDİR?
6284 sayılı kanun kapsamında , şiddet mağduru ve şiddet uygulayan hakkında hakim , mülki amir veya kolluk tarafından , talep veya ihbar üzerine ya da resen verilecek tüm kararları ifade etmektedir.
6284 sayılı kanun kapsamında Şiddete maruz kalan veya şiddete maruz kalma tehlikesi olan herkes bu kanun kapsamında öngörülen tedbirleri ilgili mercilere müracaat ederek talep edebilir. İlgi merci somut olayın özelliğine göre bu kanunda sayılan tedbirlerden birine, birkaçına veya hakim olaya uygun göreceği benzer önleyici tedbirlere hükmedebilir.
Kanun koyucu bu yasa kapsamında alınabilecek tedbirleri koruyucu ve önleyici tedbirler olarak ikiye ayırmış, koruyucu tedbirlerin mülki amir ve hakim tarafından verilmesi, önleyici tedbirlerin ise hakim tarafından verilmesi ilkesini benimsemiştir.
Tedbir kararı;
- Hakim,
- Mülki amir ve
- Bazı hallerde kolluk amiri tarafından verilebilmektedir. (Polis, jandarma ve sahil güvenlik)
Kolluk, polis, jandarma ve sahil güvenlik olup kolluk amirleri ise hakkında tedbir kararı verilen kişinin ikametgahı veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yerdeki Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü veya Sahil Güvenlik Komutanlığındaki amirdir.
Hakim koruyucu ve önleyici tedbir kararı, mülki amir koruyucu tedbir kararı ve kolluk amiri bazı durumlarda koruyucu ve önleyici tedbir kararı verebilmektedir. Tedbir kararlarının ivedilikli alınması hayati önem taşıdığından kararlar en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hakiminden, mülki amirden veya kolluk biriminden talep edilebilmektedir.
Şayet boşanma davası içinde tedbir talebi var ise boşanma davasına bakan hakim tarafından tedbir kararı verilmektedir. Boşanma davası açılmaksızın koruma tedbiri Ankara ‘da sadece koruma kararlarına özgülenmiş yetkili aile mahkemeleri tarafından verilmektedir. Mağdur için verilecek koruyucu ya da önleyici tedbir kararını hakimin, mülki amirin, kolluk amirinin verebiliyor olması mağdurun öncelikle koruma ihtiyaçlarına göre işini kolaylaştırması amaçlanmıştır.
Koruma Tedbiri Nedir?
Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru kişilerin korunması için hakim veya mülki amir tarafından hükmedilebilen şiddet mağduru kişinin korunması sağlayan tedbirlerdir. Koruma tedbirleri sayesinde şiddet mağduru kişilerin şiddet gördüğü ortamdan ve kişiden korunması sağlanmakta olup aynı zamanda hızlı sonuç alınabilmesi sağlanmaktadır. Koruma tedbiri kararı, şiddete maruz kalan veya şiddete maruz kalma tehlikesi bulunan;
- Kadınlar
- Çocuklar
- Aile bireyleri
- Tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler için verilebilir.
Şiddet gören, şiddet görme tehlikesi altında bulunan herkes, işbu tedbirlerden yararlanabilir. Koruma tedbiri ile şiddet mağduru olan veya şiddet görme tehlikesi altına olan kişinin, bu tehlikeyi yaratan ve şiddet uygulayan kişiden ve ortamdan korunması sağlanır. Koruma tedbiri, hızlı sonuç doğuran ve telafisi imkansız sonuçları önleyen etkili bir önlemdir. Koruma tedbiri kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurları için verilebilir. Tek taraflı ısrarlı takip mağduru, şiddet uygulama tehlikesi bulunan veya şiddet uygulayan kişi veya ayrıldığı sevgilisi, eşi tarafından sürekli takip edilen, izlenen ve bu davranışlar nedeniyle korku duyan, güvensiz hisseden kişileri ifade eder. Bu şekilde davranışlarla karşılaşan her kişi cinsiyeti fark etmeksizin koruma tedbiri talebinde bulunabilir.
Koruyucu ve Önleyici Tedbir Kararları
6284 Sayılı Kanun kapsamında verilebilecek tedbir kararları iki ana başlık altında koruyucu ve önleyici tedbir kararları olarak düzenlenmiştir. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında iki çeşit koruma tedbiri kararı vardır. Bunlardan ilki koruyucu tedbiri kararı ikincisi ise önleyici tedbir kararıdır.
Kararı veren makamlar bakımından da koruma tedbiri kararları ikiye ayrılmaktadır.
Bunlardan ilki mülki idari amir (vali veya kaymakam) diğeri ise aile mahkemesi (aile mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri) tarafından verilen koruma tedbiri kararlarıdır. Koruyucu tedbir kararlarını hem mülki amir hem de hakim verebilecekken önleyici tedbir kararlarına sadece hakim hükmedebilecektir. İdari koruma tedbiri kararlarında esas yetki mülki idari amirdir. Fakat gecikmesinde sakınca olan hallerde kolluk amiri de koruma tedbiri kararı verebilir. İlgili Kanun’un 3. ve 4. maddesinde hükmedilebilecek koruyucu tedbir kararları, 5. maddesinde ise hükmedilebilecek önleyici tedbir kararları tek tek sayılmıştır. Hakim veya mülki amir somut olayın özelliğine göre bu sayılan tedbir kararlarının birine veya birkaçına birden hükmedebilir.
Koruyucu tedbir kararının verilebilmesi için delil, tanık ya da belge aranmamakta, şiddetin uygulanıp uygulanmadığına ya da şiddet uygulama ihtimalinin olup olmadığına bakılmamaktadır. Uygulamada istikrar kazanmış içtihatların aksine son yıllarda bazı aile mahkemeleri tarafından önleyici tedbir kararı için delil ya da belge aranıp aranmayacağına ilişkin yasada bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle önleyici tedbir kararları için delil, belge arandığı görülmektedir.
Kanunda tedbir kararına evrak üzerinden mi yoksa duruşmalı olarak mı karar verileceği konusunda bir düzenleme yoktur. Buna bağlı olarak, bir zorunluluk, şart öngörülmediğinden tedbir kararı vermek için duruşma yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Tedbir kararı evrak üzerinden de verilebilmektedir. Burada önemli olan kararın verilmesinin, Yasa’nın amacına ulaşmayı engelleyecek şekilde geciktirilmemesidir. Ancak adres ve kimlik bilgilerinin gizlenmesi gibi özellikle aydınlatılmış rıza gerektiren hallerde mahkeme tedbir kararı için duruşma açabilmektedir.
Önleyici Tedbir Kararı Nedir?
Şiddete uğrayan veya şiddet uğrama tehlikesi bulunan kişinin bu şiddete maruz kalmaması için kanunda sayılan önleyici tedbir kararlarına hükmedilebilir. Önleyici tedbir kararının çeşidi, niteliği tamamen hakimin takdirine bırakılmış olup hakim somut olayın özelliklerine göre uygun gördüğü benzer tedbirlere de hükmedebilecektir.
- Hakaret ve Tehdit Yasağı
- Evden Uzaklaştırma
- Adrese Yaklaşmama
- Çocukla Görüşmenin Refakatçi Eşliğinde Yapılması
- Çocuklara Yaklaşma Yasağı
- Eşyalara Zarar Verme Yasağı
- İletişim Kurma Yasağı
- Silah Teslimi
- Alkol ve Uyuşturucu Kullanma Yasağı
- Sağlık Kuruluşuna Başvurma ve Tedavi
Hakim Tarafından Verilecek Önleyici Tedbir Kararları
Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
- a)Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. (Hakaret ve Tehdit Yasağı)
- b)Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. (Evden Uzaklaştırma)
- c)Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması. (Adrese Yaklaşmama)
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması. (Çocukla Görüşmenin Refakatçi Eşliğinde Yapılması)
- d)Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması. (Çocuklara Yaklaşma Yasağı)
- e)Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. (Eşyalara Zarar Verme Yasağı)
- f)Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi. (İletişim Kurma Yasağı)
- g)Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi. (Silah Teslimi)
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
- h)Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması. (Alkol ve Uyuşturucu Kullanma Yasağı)
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması. (Sağlık Kuruluşuna Başvurma ve Tedavi)
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hakimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmi dört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hakim, Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile Medeni Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir. Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan ya da katkıda bulunan kişi ise Medeni Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Koruyucu Tedbir Kararları
Şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunan kişilerin talebi üzerine veya resen, şiddet uygulayanlar hakkında hakim, kolluk görevlileri ve mülki amirler tarafından, verilecek tedbir kararlarına “koruyucu tedbir” denilir. Koruyucu tedbir yoluyla, şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi altında olan kişilerin güvenliği ve korunması amaçlanmaktadır.
- Mülki Amir Tarafından Verilen Koruyucu Tedbir Kararı
Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere mülkî amir tarafından karar verilebilir:
- Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması.
Mağdurun kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara barınma yeri sağlanması
Şiddet gören kişi ivedi olarak evi veya yakınlarının evi haricinde barınacak güvenli bir yere gereksinimi söz konusu olduğunda, kendisi ve çocukları için, bulunduğu şehirde yahut bir başka şehirde güvenli ve elverişli bir barınma yeri talep edebilir. Bunun üzerine tahsis edilen sığınma evinin adresi gizli tutulur ve kişi talep etmediği sürece kimse ile paylaşılmaz.
Sığınmaevi talebinde bulunmak için kadın , şikayetçi olmak, tedbir kararı aldırmak veya şiddetin varlığına ilişkin kanıt göstermek zorunlu değildir, sadece barınma ihtiyacı için başvuruda bulunabilir. ŞÖNİM, karakol ya da kaymakamlık/valilik, talepte bulunan kişiyi acil bir şekilde sığınma evine yerleştirmek yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için aile mahkemesi kararı zorunlu değildir. Sığınma talebi için , karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezine, Cumhuriyet Başsavcılıklarına , Kaymakamlık ve Valilik, Aile Mahkemelerine başvurulabilir.
12 yaşından büyük erkek çocukları olan şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan bütün kadınlar ve beraberindeki çocukları hiçbir ayrım yapılmadan sığınmaevine kabul edilir. Ancak;
Onsekiz yaşından küçük şiddet mağduru çocuklar, sosyal çalışmacı ile çocuk gelişimci tarafından uygun görüldüğü takdirde il müdürlüğü tarafından uygun bir sosyal hizmet kuruluşuna yerleştirilerek yerleştirme işlemi Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bildirilir.
Onsekiz yaşından küçük kız çocukları anneleri ile birlikte konukevi hizmetinden yararlanabilirler.
Oniki yaşından büyük erkek çocuğu olan kadınlar ile engelli çocuğu bulunan kadınlar ise, can güvenliği riski olmamak kaydıyla, talep edilmesi ve gerekli olduğuna dair sosyal inceleme raporuna istinaden, ŞÖNİM tarafından uygun görülmesi halinde, kira ve iaşesi karşılanmak üzere bağımsız bir ev kiralanmak suretiyle barındırılması yoluna gidilir.
Altmış yaşından büyük şiddet görmüş kadınlar ile akıl ve ruh sağlığının bozuk olduğu gözlemlenen veya zihinsel engelli kadınlar uygun sosyal hizmet kuruluşuna yerleştirilerek yerleştirme işlemi Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bildirilir.
- b)Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması.
- c)Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
ç) Hayati tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
Şiddet mağduru veya şiddete maruz kalma riski ya da tehdidi altında bulunan kişi, geçici koruma (yakın koruma) talebinde bulunabilir. Kişi, şiddet uygulayan yahut uygulama olasılığı bulunan kişinin zarar vermesinden kuşku duyuyorsa, dışarı çıktığında, işe giderken vb. durumlarda kendisine eşlik edecek bir polisin görevlendirilmesini talep edebilir. Bunun için karakola, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezine, Cumhuriyet Başsavcılıklarına ,Kaymakamlık ve Valilik, Aile Mahkemelerine başvurulabilir.
Valilik veya kaymakamlık; aile mahkemesine yahut savcılığa yönlendirmeden, mağdur için yakın koruma atanması kararı verebilir. Ayrıca, ivedilik gereği anında müdahale edilmesi gerekli bir durumda en yakın polis veya jandarma da yakın koruma vermek yükümlülüğü altındadır. Bu tür bir durumda polis veya jandarma, olayı takip eden ilk iş gününde, aldıkları kararı valilik veyakaymakamlığa onaylatırlar.
- d)Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkanının sağlanması.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk iş günü içinde mülkî amirin onayına sunar. Mülkî amir tarafından kırk sekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
- Hakim Tarafından Verilecek Koruyucu Tedbir Kararları
Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
- a)İşyerinin değiştirilmesi.
- b)Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
- c)22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
ADRES BİLGİLERİNİN GİZLENMESİ İSTEMİ
Kişi, can güvenliğinin tehdit altında olması veya şiddet uygulayandan kaçması durumlarında, kimlik ve adres bilgilerinin tüm resmi kayıtlarda gizlenmesi isteminde bulunabilir. Bu talep, şiddet uygulayan kişinin, nüfus kayıt sistemi, sağlık sigorta kayıtları, çocuğun okulu veya bir başka resmi kayıt üzerinden mağdura ilişkin adres bilgilerine ulaşamamasını sağlamak içindir.
Başvuru sahibi, kendisine ait adres ve kimlik bilgilerinin gizlenmesi istemini açıkça belirtmeli ve bu gizlilik kararının, aile mahkemesi tarafından yazılacak karar metninde açıkça yer alması talebinde bulunmalıdır. Ayrıca, doğrudanşiddet uygulayan bir kişi söz konusu değil, fakat muhtemel bir can güvenliği tehdidi söz konusuysa da hasım gösterilmeksizin, kimlik ve adres bilgilerinin gizlenmesi talep edilebilir.
KİMLİK BİLGİLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ
Can güvenliği tehdit altında bulunan kişi, kimlik bilgilerinin değiştirilmesi talebinde bulunabilir. Bu kapsamda bir yeni isme ve soy isme sahip olabilir. Fakat, özellikle belirtmek gerekir ki, bu karar ilgilinin yaşamında çok önemli bir değişikliğe sebep olur. Önceki kimliği ile elde ettiği hakların yitirilmesine sebep olabilir. Dolayısıyla, kimlik bilgilerinin değiştirilmesi talebinde bulunmadan önce sağlık kaydından , eğitim kaydından , çocukların okul kaydından , tapu kaydından başlamak üzere devlet üzerinde kayıtlı verilere dayalı tüm entegre sistemlerde sorun yaşayabileceği için öncelikle aydınlatılmış rızası alınmalıdır. Diğer koruma tedbirleri ile kişinin can güvenliği sağlanamıyor ve yüksek risk taşıyorsa can güvenliği için aydınlatılmış rızası alınarak Mahkemeden talep edilir.
Aydınlatılmış rıza korunan kişinin kendisi hakkında verilebilecek tedbir kararının sonuçlarını anlayabileceği bir biçimde sebepleri, aşamaları ve sonuçları hakkında açıklama yapılarak bilgilendirilmesi ve özgür iradesi ile bu hususların tamamını anlayıp kabul ettiğine dair yazılı beyanını ifade etmektedir.
KİŞİSEL EŞYALARIN TESLİMİ
Talep halinde ilgililere kişisel eşya ve belgeleri kolluk marifetiyle teslim edilir. Evden uzaklaştırma alan şiddet faili evden özel eşyalarını almak için tedbir kararına istinaden karakola başvuracaktır. Aynı şekilde korunan kadın terk ettiği evde kalan kişisel eşyaları, mahkemede delil olarak kullanabileceği belgeleri karakola başvurarak kolluk nezaretinde evden alabilecektir.
GENEL SAĞLIK SİGORTASI
Korunan Kişi, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma kararı almış ve fakat sigortalı değilse ya da sigorta prim borcu olsa dahi sigortalı kabul edilir. Alınan koruma kararının geçerlilik süresi zarfında, sağlık hizmetlerinden sigorta kapsamında faydalanılabilir ve yine ilaçlar sigorta kapsamında alınabilir. Korunan kişinin darp raporu ve ilk tedavisi genel sağlık sigortası kapsamında karşılanmaktadır.
HARÇTAN MUAFİYET
Bu kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz
NAFAKA
6284 sayılı kanuna göre verilen nafaka kararının bir örneği , resen nafaka alacaklısının veya borçlusunun yerleşim yeri icra müdürlüğüne gönderilir. Nafaka yükümlüsünü SGK ile bağlantısı olması durumunda, başvuru aranmaksızın nafaka, ilgilinin aylık, maaş ya da ücretinden icra müdürlüğünce tahsil edilir. İcra dosyasında nafakanın tahsiline yönelik posta giderleri C. Başsavcılığının suçüstü ödeneğinden karşılanır.
TEDBİR KARARININ SÜRESİ
Tedbir kararı en çok altı ay için verilebilir. Tedbir kararı talep edildikten sonra verilen karar altı aydan az ise tedbir kararının süresi dolmadan önce tekrar başvurmak suretiyle tedbir kararının uzatılması talep edilebilir. Tedbir kararının uzatılması talebi kolluk kuvvetlerine yapılamaz. Uzatma talebinin Aile Mahkemesi hakiminden talep edilmesi gerekmektedir. Aile Mahkemeleri şiddet riskinin devam etmesi nedeniyle genellikle tedbir kararının uzatılması talebini kabul ederek tedbir kararının süresi uzatmaktadır.
Tedbir kararı için yasada belli bir süre öngörülmemiştir. Ancak ivedilikle yani hızlı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle şikayetten sonra tedbir kararı verilmesi uygulamada genel olarak 24 saat sürmektedir. Tedbir kararının ne kadar verileceği hakkında kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir. Uygulamada 3-4 yılı geçen koruma kararları bulunmakta olup, kadının can güvenliği riskinin devam ettiği ve uzaklaştırma ve diğer tedbirlerle koruma sağlanamayacağına dair endişe duyulduğu taktirde elektronik kelepçe tedbirine başvurulmaktadır.
Yasaya göre uzaklaştırma kararı en fazla 6 ay süre ile verilebilir. Eğer uzaklaştırma kararı ihlal edilmişse ya da kararın süresi bitmeden tekrar şiddet uygulanmışsa, şiddet ihtimali oluşmuşsa uzaklaştırma kararı uzatılabilir. Bu uzatma için herhangi bir sınır bulunmamaktadır bu da en az 6 ay olan uzaklaştırma kararının istisnasını oluşturur. Yani ayrı ayrı verilen uzaklaştırma kararlarının toplamı 6 ayı geçebilir.
TEDBİR KARARLARININ TEBLİĞİ
Tedbir kararı korunan kişiye ve şiddet uygulayana tefhim veya tebliğ edilir .Tedbir talebinin reddine ilişkin karar ise sadece korunan kişiye tebliğ edilir . Gecikmesinde sakınca bulunana hallerde ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir tutanakla derhal tebliğ edilir.
Tedbir kararı tefhim veya tebliğ edilirken, tedbir kararının ,ihlali halinde şiddet uygulayana zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı yapılır. Gerektiğinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen , korunana kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur.
Yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir.
Adres ve kimlik bilgilerinin gizlenmesi halinde yönetmelik gereği korunan kişiye yapılacak tebligatlarda ŞÖNİM’e ait adres bilgileri kullanılır..
Bu bilgileri hukuka aykırı şekilde başkasına ifşa eden veya açıklayan kişi hakkında Türk Ceza Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.
TEDBİR KARARLARINA İTİRAZ EDİLEBİLİR Mİ?
Tedbir kararlarına karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir. Hakimin verdiği tedbirlere itirazda dosya, kararı veren aile mahkemesini numara olarak takip eden Mahkemeye, tek aile mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi aynıysa en yakın asliye hukuk mahkemesine gecikmeksizin gönderilir. Ankara’da 1 ve 2 Aile Mahkemeleri Koruma kararlarına baktığından , itiraz Mahkemeleri 1.2.3 Aile Mahkemeleri olmaktadır. İtiraz merci kararını bir hafta içinde veriri. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
6284 SAYILI KANUN KAPSAMINDA VERİLEN KARAR İHLAL EDİLİRSE NE YAPILMALIDIR?
Şiddet mağdurunun başvurusu üzerine 6284 sayılı Kanun çerçevesinde verilen kararın ihlal edilmesi durumunda, ihlalde bulunan hakkında 3 ila 10 gün arasında hapis cezası ihtimali doğar. 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen kararın ihlal edildiği hakkında düzenlenen bir dilekçe ile mahkemeye ya da Cumhuriyet savcılığına başvurulmalıdır.
Şiddet uygulayan veya şiddet uygulama tehlikesi yaratan kişinin hakkında verilen önleyici tedbir kararını ihlali halinde, fiilin suç olarak düzenlenen bir eylem olması halinde dahi hükmedilen tedbir ihlal edildiği için ihlal eden kişi hakkında zorlama hapsine hükmolunur. Zorlama hapsinin süresinin tayininde ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına dikkat edilir ve hakim kararıyla şiddet uygulayana üç günden on güne kadar zorlama hapsi verilir. Aleyhine tedbir kararı verilen kişinin, işbu tedbir kararını her ihlalinde, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hakim tarafından zorlama hapsinin süresi on beş günden otuz güne kadar çıkarılabilir. Bu halde dahi zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez. Zorlama hapsi seçenek yaptırımlara çevrilemez ve adli sicile de işlemez. Yani koruma tedbiri kararının ihlal edilmesi halinde, 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsi yaptırımına karar verilecektir. Ayrıca ihlalin her tekrarında verilecek zorlama hapsi süresi 15 günden 30 güne kadar uzatılacaktır. Fakat toplamda en fazla 6 ay zorlama hapis cezası verilebilmektedir.
TEKNİK YÖNTEMLE TAKİP
6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbirlerin uygulanmasında hakim kararı ile teknik araç ve yöntemler kullanılabilir . Genelde bu yöntem elektronik kelepçe şeklindedir. Ancak Hakim söz konusu duruma ve taleplere göre bir veya birden fazla önleyici koruma tedbirinin uygulanmasına karar verebilir.
Korunan kişiye, geçici koruma kararının kapsam ve içeriği, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesinin varlığı halinde arayabileceği telefon numaraları, kolluğun sorumlulukları, hangi durumlarda kolluğa bilgi vermesi gerektiği, hangi kolluk biriminin geçici koruma hizmetinden sorumlu olduğu ve benzeri hususlar, kolluk tarafından açıklanarak tutanağa geçirilir ve tebliğ edilir.
ELEKTRONİK KELEPÇE KARARI
T.C. Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt ve Risk Değerlendirme Formu Konulu yazısında “Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt ve Risk Değerlendirme Formunun vakaya özgü şekilde titizlikle doldurulması, şiddet mağdurunun maruz kaldığı eylemlerin ve risk durumunun belirlenmesi sonrasında; özellikle yüksek / çok yüksek riskli vakalarda gereken koruyucu ve önleyici tedbirler alındıktan sonra Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ve bu merkezlerin kurulu bulunmadığı yerlerde ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Hizmet Merkezlerinden 6284 sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca bir sosyal araştırma raporu istenilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt ve Risk Değerlendirme Formunda belirtilen yüksek ya da çok yüksek riskli vakalarda elektronik kelepçe tedbiri uygulanabilir. ŞÖNİM tarafından hazırlanan rapor Mahkemeye sunularak tedbir kararı verilmektedir.
ELEKTRONİK KELEPÇE KARARINA İTİRAZ
Mahkemenin talebi kabul etmesi halinde, elektronik kelepçe takılması kararın ilgililere tebliğinden itibaren başlayan 2 haftalık itiraz süresi vardır. İtiraz, kararı veren mahkemenin numarasını izleyen mahkemeye yapılmakla birlikte itiraz sonucu verilen karar kesindir.
Tedbir kararlarına karşı yapılan itirazı inceleyecek merci, itiraz talebinin kabulüne veya reddine, verilen tedbir kararının kaldırılmasına, uygun görülecek başka bir tedbirle değiştirilmesine veya aynen devamına karar verebilir.
ELEKTRONİK KELEPÇE KARARI NE KADAR SÜRE İLE VERİLEBİLİR
Elektronik kelepçe uygulanması kararı en fazla 6 ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşılması hâlinde tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine ya da aynen devam etmesine karar verilebilir. Elektronik kelepçeye ilişkin tedbir süresi dolmadan en az on gün önce başvurulması önemlidir. Elektronik kelepçelerin ilgili karakollara getirilmesi ve teknik işlemlerinin yapılması için süreye ihtiyaç olup, elektronik kelepçe kararı devam edecek ise son güne bırakılması hak kayıpları ve can güvenliği için elzemdir.
ŞİDDET UYGULAYAN, ELEKTRONİK KELEPÇE KARARINA UYMAZSA
Şiddet failine takılan elektronik kelepçe Elektronik İzleme Merkezinden takip edilir ve ihlal tespit edilmesi durumunda faille iletişime geçilerek uyarılır. İhlalin devam etmesi durumunda kolluk birimlerine haber verilir ve şiddet mağduru uyarılır. Kolluk birimlerinin müdahale etmesi durumunda ihlal tespit tutanağı düzenlenir, tutanak ŞÖNİM ve ilgili aile mahkemesine ulaştırılır.
Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararlarına aykırı hareket eden şiddet uygulayana, fiili bir suç oluştursa bile, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim tarafından üç günden on güne kadar zorlama hapsine tâbi tutulmasına karar verilir.
Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi değişmektedir.
Koruma Tedbiri ve Uzaklaştırma Kararı Soru Cevap
- Uzaklaştırma Kararı için nereye Başvurulur ?
Uzaklaştırma kararı için yetki şartı aranmaz. Şiddet mağduru en yakın ulaşabileceği yerden uzaklaştırma talep edebilir. En yakın karakol, Şiddet Önleme Merkezi, Cumhuriyet Başsavcılıkları, Aile Mahkemelerine başvurarak şiddet gören veya şiddet görme tehlikesi altında olan kişi 6284 Sayılı kanun gereği uzaklaştırma talebinde bulunabilir.
- Sevgiliye Uzaklaştırma Kararı Verilir mi?
Uzaklaştırma kararı talep edilebilmesi için tarafların evli olması veya aynı konutta yaşamaları şartı aranmaz. Şiddet mağduru olan veya şiddet tehlikesi altında bulunan kişiye, sevgilisi şiddet uyguluyorsa veya şiddet uygulama tehlikesi varsa ve ısrarlı takibe maruz kalıyorsa kişi sevgilisi hakkında uzaklaştırma kararı talep edebilir.
- Erkekler Uzaklaştırma Kararı Talep Edebilir Mi?
6284 Sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma kararı talep edilebilmesi için kişinin cinsiyeti, yaşı, ırkı bir önem arz etmemektedir. Her ne kadar bu konuda yanlış bir algı mevcut olsa da erkekler de şiddet mağduru ise, şiddete uğrama tehlikesi altında ise veya ısrarlı takibe maruz kalıyorsa uzaklaştırma kararı talebinde bulunabilirler.
- Koruma Kararı Kaç Defa Uzatılabilir?
Koruma kararı en çok altı ay için verilebilir ancak koruma kararı talep edildikten sonra verilen karar altı aydan az ise koruma kararının süresi dolmadan önce tekrar başvurmak suretiyle koruma kararının uzatılması talep edilebilir. Koruma kararının uzatılması talebi ile ilgili bir sınırlama yoktur.
- Tedbir Kararlarına İtiraz edilebilir mi?
6284 sayılı Kanun uyarınca hükmedilen tedbir kararlarına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, tedbir kararının ilgiliye tefhim veya tebliğini takiben 2 hafta süre ile yapılır. İtirazın yapılacağı merci ise aile mahkemesidir. İtiraz mercii sıfatıyla aile mahkemesi, itiraz başvurusu hakkında bir hafta içinde karar verir. İtiraz üzerine verilen kararlarsa kesindir.
–Koruma Kararı almak İçin Hangi delilleri sunmak gerekir ?
Koruma kararı için delil istenmez. Darp raporu alınması , tehdit, şantaj ve hakaretlere ilşkin mesaj dökümleri ve ekran çıktılarının alınması aynı zamanda fiilin suç teşkil etmesi açısından yürütülecek ceza soruşturması ve tarafların evli olması halinde boşanma davasında delil olarak kullanılması için önemlidir. Ancak koruma kararı almak için şiddet tehlikesinin varlığı yeterlidir.
-Şiddet Failine Uzaklaştırma Kararı verildiğinde konu tahsisi yapılan evin mağdura ait olması gerekir mi?
Şiddet failine uzaklaştırma kararı verilip konut kadına ve çocuklara tahsis edildiğinde evin mülkiyetinin kadında olması şart değildir. Konutun kira olması ve bu kira sözleşmesinin kocanın üzerinde olması , ya da tahsisi istenen konutun lojman olması halinde dahi konut tahsisi yapılır.
-Şiddet Failine Uzaklaştırma Kararı verildiğinde konut tahsisi yapılan evin elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini kestirmesi halinde mağdur ne yapmalıdır?
Konut tahsisi yapılan evin elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini kocanın üzerinde olması ve konuttan uzaklaştırılması halinde kadını mağdur etmek için uygulamada abonelikleri iptal ettikleri görülmektedir. Ancak 6284 sayılı yasa uyarınca Mahkeme’den aboneliklerin açılması talep edilerek abonelikler açtırılmaktadır.
-Kişisel Eşyaları terk ettiği evde kalan şiddet mağduru ne yapmalıdır?
Talep halinde ilgililere kişisel eşya ve belgeleri kolluk marifetiyle teslim edilir. Evden uzaklaştırma alan şiddet faili evden özel eşyalarını almak için tedbir kararına istinaden karakola başvuracaktır. Aynı şekilde korunan kadın terk ettiği evde kalan kişisel eşyaları, mahkemede delil olarak kullanabileceği belgeleri karakola başvurarak kolluk nezaretinde evden alabilecektir.
Tedbir Kararının İhlal Edilmesi Halinde Polise Başvurulabilir mi?
Hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, tedbir kararlarını ihlal etmesi hâlinde tedbir Aile Mahkemesine başvurarak mağdur şikayetçi olmalıdır. Uygulamada şiddet faili hakkında karakolda şikayetçi olunmakta , ancak tedbir kararı ihlali doğru merciiye yapılmadığından ceza çıkmamaktadır.
Tedbir Kararının İhlal Edilmesinin Cezası Nedir ?
Hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, tedbir kararlarını ihlal etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur.
Tedbir kararlarını ihlalin her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
-Zorlama Hapsi Cezası Kararına karşı İtiraz Hakkı Mümkün müdür?
6284 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliği’nin 34. maddesinde yapılan düzenleme ile zorlama hapsine karşı itiraz yolu düzenlenmiş olsa dahi Danıştay 10. Dairesinin 27.04.2023 tarihli, 2020/1521 E. Ve 2023/2252 K. sayılı kararı ile iptal kararı verilmiştir. Zorlama hapsi kararlarına karşı itiraz mümkün değildir.
–Tedbir Kararlarına İtiraz Etmek Mümkün müdür?
6284 sayılı Kanun uyarınca hükmedilen tedbir kararlarına karşı itiraz edilebilir. İtiraz, tedbir kararının ilgiliye tefhim veya tebliğini takiben 2 hafta süre ile yapılır. İtirazın yapılacağı merci ise aile mahkemesidir. İtiraz mercii sıfatıyla aile mahkemesi, itiraz başvurusu hakkında bir hafta içinde karar verir. İtiraz üzerine verilen kararlarsa kesindir.
–Aile Mahkemesi kanunda sayılan tedbirler dışında tedbirler verebilir mi?
6284 sayılı kanunda hakimlere benzeri tedbirler verme yetkisi tanınmıştır. Şiddet mağdurunun ihtiyacına ve güvenlik riskine göre farklı tedbirler verebilir. Şiddet failine öfke kontrolü eğitimi , şiddet mağduruna tahsis edilen evde bulunan aboneliklerin kapatılması halinde aboneliklerin bağlanması, ÖSYM tarafından düzenlenen üniversite giriş ya da KPSS sınavı vb sınavlarda sınav yerinin değiştirilmesi ve benzeri tedbirler talep edilebilir.
–Koruma tedbiri boşanma davası ile birlikte mi istenir ?
Tarafların evli olması halinde boşanma davası açmaksızın koruma tedbiri talep edilebileceği gibi boşanma davası ile birlikte de talep edilebilir. Boşanma davası devam ederken kadının şiddete uğraması halinde de koruma tedbiri alınabilir. Ancak tarafların evlilik birliği içerisinde olmadığı eski eş , partner, imam nikahlı eş, sevgili, eski sevgili ya da ısrarlı takip mağdurları da şiddet görmesi ya da şiddet görme tehdidi altında olması halinde de koruma tedbiri talep edebilir.
-Uzaklaştırma Kararı verilmesi halinde evin geçimini kim sağlayacak?
Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise hâkim, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
–Uzaklaştırma Kararı verilmediği taktirde gidilebilecek temyiz/istinaf yolu var mıdır?
Tedbir kararına karşı itiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Buna karara karşı temyiz/istinaf yolu açık değildir. Ancak kararın kesinleşmesinden 20 gün içinde hakkının ihlal edildiğini düşünen kişi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilir. Dosyanın niteliğine göre hangi hakkının ihlaline ilişkin olduğu bireysel başvuru dilekçesinde ayrıntılı şekilde yazılır. Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2019 Karar Tarihli 2016/14613 Başvuru Nolu K.Ş Başvurusu , 4/10/2023 Karar Tarihli 2020/1327 Başvuru Nolu Nuriye Ayhan Altıner Başvurusunda koruma kararları reddedilen başvurucu kadınlara yönelik Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında hak ihlali olduğuna karar verilmiştir. (Eylem Çetin Demir, B. No: 2014/2302, 9/11/2017, § 28; A.Z.Ö., B. No: 2014/546, 19/12/2017, § 60; Ö.T., B. No: 2015/16029, 19/2/2019, § 25; K.Ş., B. No: 2016/14613, 17/7/2019, § 32). Ancak koruma kararı başvurusu reddedilen ve eski eşi tarafından öldürülmesine ilişkin yapılan başvuruda (29/9/2021 karar tarihli 2017/32972 Başvuru Nolu T.A başvurusu) ise yaşam hakkı kapsamında koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihalla edildiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine yapılacak başvuruda Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen hangi hakların ihlal edildiğine ilişkin tespitler yapılarak başvuruda bulunulmalıdır.